1 Ekim 2012 Pazartesi

TAVŞANDAĞI - Кролик горы

Tavşandağı; coğrafi olarak Orta Karadeniz Bölgesindeki 1.500-2.000 m. Yükseltideki irili ufaklı sıra dağlardan birisi diye tanımlanabileceği gibi;  idari olarak Amasya ilinin Merzifon ilçesine  bağlı Aşağıbük, Ortabük ve Yukarıbük köylerinden oluşan  yörenin adıdır.

Yörenin bugünkü toplumsal yapısını 1863-64 yıllarında meydana gelen büyük sürgün olarak adlandırılan, Kafkas göçleri sonrası yerleştirilen Kafkas Kökenli vatandaşlar oluşturmaktadır.

Rahmetli büyükannem Cemile Hanım, Tavşandağın Aşağıbük köyünden bir Çerkez kızıdır. 
Babaannemin evleninceye kadar çocukluğunun geçtiği ev. Buralara gelmek, buraları görmek ilk defa bu güne nasip oldu bana.

Baba tarafım Türk olup, sülaleye giren ilk yabancı büyükannemdir. 

Resimde Babaannemin teyzesinin oğlu, İstanbul'da iken de aynı binada oturduğumuz Çerkez Ali Şan ve ya Cevat amca, eşi Hanife yenge ile Şfr, şimdilerde atıl durumdaki 120 yıllık binanın önünde. 
Cevat amcayla köyü gezdikten sonra, gene Cevat amcaların akrabalarından ve benim de ilk defa tanıştığım akrabalarımızın evinde geldik. 
Köyde su ve elektrik, telefon gibi şeyler mevcuttu.  
Çerkez Cevat, ve ya Ali Şan ATEŞ
Odalardan en büyüğü salon olarak kullanılmakta. 
Ufak bir oda. 
Kışın oturulacak odaların hepsinde sobalar mevcut. 
Salondan mutfağın görüntüsü. 
Kiler odası. 
Mutfak. Ocak, fırın, mikrodalga gibi aletler bulunmasına karşılık, köylerin vazgeçilmezlerinden Kuzine sobası. 
Odalardan birinden Tavşandağları'nın görüntüsü. Kışın kar yağdığında görüntü muhteşem olmaktadır. 
Ağaçsız alanlara buğday, yulaf ve arpa dikilmiş. 
Elektrik kurumu köyün her evinin bahçesine elektrik direği diktiği gibi, direklerde lambalar geceleri devamlı yanmaktadır. 
Yılkı atları, bu görseli J. için çektim. Fotoğrafı arabamın içinde akşama doğru çektiğimden net görüntü alamadım. 

Öğrendiğime göre bu atlar yaz kış böyle köyün etrafında, civarında gezerlermiş. Atların hepsi sahipliymiş. Ata ihtiyacı olan, dağı bayırı gezmek isteyen atını eyerleyerek binermiş. Atlar tek başlarına sürüler halinde dolansalar da yabanileşmemişler. Kışın bile evlere ahırlara girmezlermiş. Kışları, her at sahibinin evine gelir, sahibinin bahçeye bıraktığı kuru otları ve samanları yedikten sonra topluca dağlara geri dönerlermiş. 
Cevat amca biraz tedirgin oldu. Merzifon'a kadar geri dönülecek yol ormanlık ve stablize olduğundan "Hava kararmadan gitmeliyiz." dediğinden onu dinledim. Gerçi ben karanlık havalarda dağlarda ve ormanlarda gezmeyi çok severim ama Cevat amcayı kırmadım. 

Bu sırada da sürüler evlerine dönmeye başlamış hava da kararmak üzereydi. 
Dağlık bir köy olduğundan kurtlarda olacak elbette. Kurtlara karşı her evde böyle kocaman başlı, sevimli köpekler var.

8 yorum:

Jardzy dedi ki...

Kiler ve kuzine sobası harika.

Bergama - Kozak tarafında vahşi atlar olduğunu söylemişti bir jeolog arkadaş. Bir de onları görebilmek isterdim.
Hala işe atla gitme hayali kuruyorum.

ÇAĞATAY dedi ki...

Marabam Şrf. emekli olunca köye mutlaka at alacağım, ben ata onu da Amerikan filmlerindeki gibi küçük bir at arabasına bindireceğim, gideceğim yerlere hep atla gideceğim.

Jardzy dedi ki...

Baktık saman pahalı, atv alırız o zaman :)

Adsız dedi ki...

Benim büyük büyük babaennem de cerkezmiş :)çok güzel bir paylaşım olmuş....

mercan

ÇAĞATAY dedi ki...

J. atv'de güzel de atın yerini tutmaz. Atın havası bir başka.

ÇAĞATAY dedi ki...

Sağolunuz yenge, teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Hep ata binmeyi istemişimdir :) al tabi Gökhan abi çok güzel olur....

mercan

ÇAĞATAY dedi ki...

Bak görürsünüz alacağım...