27 Mayıs 2012 Pazar

Nesimi Dede Türbesi ve Babam...

Çarşamba günü babam aramıştı, evde oturmaktan sıkılmış. Nereden aklına geldiyse "Büyükhırkalı Köyünde Nesimi Dede diye bir zat varmış onun ziyaretine bir gidelim." dedi. 

Büyükhırkalı köyü de Ortaköy ilçemize bağlı bir köy olup Çorum'a uzaklığı 35 kilometre.  
Bu Pazar günü atladık köye, Nesimi Dede'nin türbesine geldik. 

Nesimi Dede'den kısaca bahsedecek olursak; Tahminen 1250 ile 1330 yılları arasında yaşadığı zannedilen Nesimi Dede’nin ünü çok yaygın olup gerçek manada bir gönül adamı ve Allah dostu olarak tanınmaktadır. 

Nesimi Dede’nin Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri ile aynı dönemde yaşadığı, ondan aldığı işaretle Hüseyin Ova (Çorum Alaca) ya gelip irşat faaliyetlerinde bulunduğu rivayet edilmektedir. Yine Osmanlı Devleti zamanında birçok savaşa katıldığı, kendisine intisap eyleyenlerle büyük yararlılıklar gösterdiği söylenmektedir.

Hakkında birçok deyiş söylenip şiirler yazılan Nesimi Dede’nin türbesi Çorum Alaca Büyükkeşlik Köyü’ndedir. Türbesi çevre köylerden ve Alaca dışından gelenler tarafından büyük ilgi görmektedir. 
Nesimi Dede'nin bulunduğu türbenin yanında çok eskilerden kalma bir mezar görüntüledim. 
Mezar taşı çok muaazzam yapılmıştı. Üzerinde her hangi bir yazı bulunamadığı için tarih ve ya isim bulamadık. Etraftaki şahıslara sorduğumuzda kimseler mezarın kime ait olduğunu bilmiyorlardı. Belli ki Nesimi Dede'den önce yaşamış bir zattı bu. 
Mezar taşının sarığının üzerinde bir ay ile ayın ortasında altı köşeli bir yıldız motifi vardı. Büyük ihtimal Osmanlı dönemi büyüklerinden birisine aitti. Lakin kime ait olduğunu tespit edemedik. MHRMH ve Aydın; bütün çabasını sarf ettiyse de mezar üzerinde okunacak bir Osmanlıca metin bulamadı. Belli belirsiz bir kaç harf olmasına karşılık harfler okunmayacak kadar silinmişti.  
Fizik tedavisi halen devam eden babam türbenin ve türbedarın yanında oturarak köyün temiz havasını ciğerlerine çekti. 
Türdebar amca, "Madem geldiniz, Dedemizi ziyaret ettiniz, Allah dostunun duasını alın..." diyerek babamla sohbet ederek Nesimi Dede hakkında bilgiler verdi.  
Türbenin içeriden görüntüsü bu şekildeydi. Huzur bulmak için gelenlerin oturup okumaları için kitaplar ve Kuran-ı Kerim mevcuttu.  
Aynı zamanda köyün de mezarlığı olan bu yere gelen bazı vatandaşlarımız, dileklerde bulunup ağaçlara bayan tokaları, yazma parçaları, bez parçaları bağlamışlardı. 
Nesimi Dede Türbesi'nden Büyükhırkalı köyünün görüntüsü. Köy Alevi vatandaşlarımızın bulunduğu bir köymüş. Gerçekten de güzel bir köydü. Adım başı hayrat çeşmelere rastlamak mümkündü. 
Hani deriz ya; "Buz gibi suları vardı." işte buranın da buz gibi suları vardı. Evlerden getirdiğimiz bidonlara sularımızı doldurduk.

Bu hayratı yaptıranı da çeşme başındaki kitabeden okuduk.  

26 Nisan 2011 tarihinde Kavakalan Köyünden Deveci Ahmet İLTER'in yaptırdığını anladık. Deveci Ahmet Ağa, Allah razı olsun senden, gelip geçen insanların, börtü böcek ve hayvanların sularını içmesi için yaptırdığın bu çeşmeden suyunu içtik, ölmüşlerinin ruhuna okuduk. Ne mutlu ki sana böyle bir eser bırakmışsın. 
Saat öğle olduğundan acıkmıştık. MHRMH'ın çok sevdiği ilçemiz Ortaköy'e uğrayalım dedik. Geçen sene de gelmiştik buraya MHRMH ile Dlr burayı çok sevmişlerdi. "Parkın hemen yanındaki Pide firınına siparişlerimizi verelim, parktaki masalardan birini sildirelim servisi buraya açtıralım." dedik.

Lokantacı sağ olsun; "Siz oturun, biz hemen temizleyelim, servisi açalım." dediler. 

Dediler ama akabinde de yakın bir yerlere bir yıldırım düştü, yıldırım düşer düşmez ardından tufan şeklinde bir yağmur başladı.  
Proğramımızı değiştirerek parktaki oturma guruplarının yerine Pide lokantasının içindeki koltuklara oturmak zorunda kaldık. 
Herkesin kafasına göre söylediği pideleri kendi aramızda üçer, beşer değiş tokuş yaparak çeşitli pideler eşliğinde çam, gürgen ve meşe ağaçlarının doğal kokusunda açlığımızı yatıştırdık.

Haftaya da Elvan Çelebi Türbesi'ni ziyaret edeceğiz...

5 yorum:

Jardzy dedi ki...

Mezar hakikaten çok güzelmiş. Bizim buralarda türbe denmez, ziyaret denir. Suzan Suzi türküsündeki gibi, "ziyaret aldı bizi".

Ne güzel bir günmüş.

ÇAĞATAY dedi ki...

Evet Bayan Jardzy;

Bizim buralarda da 'ziyaret' derler de benim ağzım alıştığı için her gördüğüm yere 'türbe' diyorum.

Hat-ı zatında; yatır, tekke gibi kelimeleri de kullananlar olsa da, ağız alışkanlığı işte türbe deyip geçiyorum.

ÇAĞATAY dedi ki...

"ADSIZ" olarak yorum gönderenlerin yorumlarını yayınlamıyorum.

Adsız dedi ki...

Enişte;

Hem ziyaret, hem de ziyafet olmuş. Evliya Celebi'yi gectin, Helal sana.

ÇAĞATAY dedi ki...

Sorma Ahmet sorma.

Mustafa bu gibi şeyleri çok seviyordu, bir gün beraber gideriz.