9 Ağustos 2011 Salı

Muhammet ARKALI (Muhammet Efenin Bahçesi)

Fotoğraf çekmek için Muhammet Abinin bahçesine gitmeye karar vermiştim. Her sabah saat 06:00 sıralarında Pancar Motor'unu çalıştırdığı zaman sesi benim evime kadar geldiğinden Muhammet Abinin bahçeye gelip sulama işlerine başladığını anlardım.

Muhammet Abinin bahçesini resmetmeye kuyusundan ve 45 yıllık Pancar Motor'undan başladım. Kuyuyu Muhammet Abi 50 yıl önceleri tek başına kazmış, hem de kazma ve kürekle kazmış 8 metrelik kuyuyu.

Bu 7 dönümlük Knidos yolu üzerindeki bahçeye 70'li yıllarda sera yapmış, o sıralar devlet seracılığı destekleyip, bu gibi işlere girenlere kredi veriyormuş. İşte o kredi ile almış Muhammet Abi bu Pancar Motorunu.
Muhammet Abi, 7 dönümlük toprağının 3 dönümünü bahçeye ayırmış. 2 dönümüne fasulye, 2 dönümüne de nohut ekmiş. Tüm bu işleri eşi ve kızıyla beraber yapmış Muhammet Abi.

Burada bostanlık görülmekte.
Burası patlıcanların bulunduğu yatak.
Benim geldiğime çok sevindi Muhammet Efe. Eşiyle kızı Aydın'a bir akrabalarının düğününe gittiğinden bahçeyi yalnız başına sulayacaktı, yalnız başına koskoca bahçeyi sulamak zor oluyor; şöyle ki: suyu verdiği zaman arığın sonuna gitmesi lazım, su arığın sonuna geldiğinde suyun yönünü diğer arığa vermek için. Ben gitmeseydim, Muhammet Efe bir arığın başına, bir sonuna su geldi mi diye koşturmak zorunda kalacaktı.
Burası da maydanoz yatağı.
Biberlerin güzelliğine bakın, Muhammet Abi hayvan gübresinden başka hiç bir kimyasal gübre kullanmaz. Verirse bir tek domatesler için kırmızı örümcek ilacı kullanır, o da domateslere dadanan kırmızı örümcek denen ufacık ufacık örümcekleri öldürmek için.

Görüldüğü gibi, bahçe baştan sona ORGANİK...
Biber yatağından başka bir görüntü.
Buradakiler semiz otu. Tam yenilecek durumdalar, tohuma kaçmamış siyah siyah tohumlanmamışlar.
Bamyaların yatağı, bamyalar günlük toplanır. Hepsi birden toplanmaz. Toplamaya en üst dallardan başlanır, ertesi gün bir alt dallar toplanır, diğer gün bir alt dallar daha, ta ki bamya mevsimi sona erene kadar günlük yetişmişler toplanır.
Bunlar da bamyaların çiçek açmış görüntüleri.
Muhammet Efem elinde Kısa Samsun sigarası, yüzünde sulamadan sonra yapacağı işlerin planlamasıyla arıklara suların dolmasını beklerken...
Yer fıstıkları, Köyde bir tek Muhammet Abi yer fıstığı dikiyor. Bunun ilmini yalnız kendisi biliyor. Yeşilliklerin altlarında fıstık mamız (uç) verince üzerlerine birer kürek toprak atıyor, toprağın altında kalan mamızlar fıstığa dönüşüyorlar.
Domates yatağının fotoğrafını fazla çekmemişim, çektiğim bu karede de domatesler pek görülmemekte.
Bahçenin uzaktan görüntüsü.
Muhammet Efem, darıların ( mısır) içerisinde.
Fasulyeler daha önce olduğu için onları kaldırmış. Buradakiler nohutlar. Nohutlar toplanıp bir kenara yığılmış kurumaları bekleniyor. Nohutların dış kabukları kuruduktan sonra elle dövülüp rüzgara tutulmak suretiyle sapla saman birbirinden ayrılacak.
Bu ağaç Trabzon Hurması denilen ağaç. Köyde bir tek Muhammet Abinin bahçesinde var.
Bunlarda armutlar.
Yine köyde bir tek Muhammet Abide bulunan, fidesini Antalya'dan getirttiği Avokado ağacı. Lakin pek randıman vermiş gibi görünmüyor.
Muhammet Efenin kış armutları, kış diyorum ama buralarda öyle karlı, buzlu kışlar olmaz, havalar biraz serinler, kış geldi derler...

Hiç yorum yok: