16 Şubat 2011 Çarşamba

Bu Gün Benim Doğum Günüm

16 Şubat, bu gün benim doğum günüm...

Tam yarım asırı geride bıraktım. Yarım asır 50 sene demek. 50 sene önce dünya bile bu konumda değildi; ozon tabakası delinmemiş, çoğu hayvan nesillerinin tükenmek üzere olduğunu bilmeden yaşıyordu. Yaşantı hep böyle devam edecek sanılıyordu. Çoğu halkımız televizyon denen nesneyi bile bilmiyordu o zamanlar, herkes kafasınca bir fikir yürütürdü. Yok içinde insanların göründüğü bir kutu varmış, yok deniz göründüğü zaman televizyonda evleri su basarmıymış. Sonra televizyon denen nesne de geldi. Kadınlarımız erkek sipikerleri görünce yüzlerini kapatır, sağa sola kaçışırlardı. Oysaki dünyada televizyon icat edileli yıllar olmuştu. Bizdeki inançlardan dolayı her şey yasaktı, haramdı. Haram yüzünden bir müddet kimse evine televizyon almamıştı. Baktılar türlü filimler, şarkılar, türküler; dayanamadılar. Hacıların hocaların bas bas bağırmalarına karşın 3-5 kişi tabuyu yıkınca bakkallarda bile televizyon satılmaya başlamıştı. Neredeeeeen nereye.

Biz konumuza dönelim; bu günkü "Kainat rekoru"mdan sonra biraz dışarı çıkmıştım. Yapacak çok işim olmasına karşılık çok az bir zamanım kaldığından dolayı zamanla yarışmaktayım. O kadar çok yapmam gereken işin daha % 5'ini anca ya yaptım ya yapamadım.

Yapılacakları kısaca maddeler halinde sıralamak gerekirse;
Bıldırcın olayı,
Arıcılık,
İpek böcekçiliği,
Çiçekçilik,
Motorculuk,
Ağaçların bakımı ve aşılanması,
Mezar kazıcılığı.
Maddeleri açmak istemiyorum, açılımlarında o kadar çok yapılacak, alınacak, öğrenilecek şey var ki. Anlatmaya kalkmayacağım, yazarken usanırım.

Bu akşam MHRMH Dodurga'dan gelirken ufak bir pasta almış. (Sağ olsun). Yukardaki resimde ufak pasta görünmekte.

Onu kestik, rutin bir şekilde işlerimizin başına döndük.

Bu da anne kedim. Ağzı var dili yok. Hayvancağız sanki doğum günümü hatırlamış gibi evde bulunduğum sürece bana yakın olmaya çalıştı, bir mesaj verecekmiş gibi davrandı. Tabii ki ben de onu ayırt etmeden kendi yediğimiz gibi ona da yedirdim.
Bu yukarda görmüş olduğunuz alet, çivi çakmaya son veriyor. Arı kovanlarından tutun da bıldırcın kümeslerine, ipek böceği yuvalarına kadar ahşap olan bilumum materyalin birbirine tutturulmasına, vidalanmasına ne kadar faydası var saymakla bitmiyor.
İşte yapılacaklardan bir tanesi de buydu, bunu da alarak maddelerden bir tanesinin şıkkını tamamlamış oldum.
Bir dahaki doğum günümde daha güzel şeyler okumak üzere hoşça kalın...

Hiç yorum yok: