25 Ekim 2011 Salı

Garip Dede Türbesi (ÇORUM)

Burada; Çorum Yavruturna Mahallesinde tek katlı, badanayla boyanmış, dört bir kenarında asma ağaçları bulunan, yolun tam ortasındaki kimi kimsesi olmayan, unutulmuş bir yerden bahsedeceğim.

Duvardaki kitabe, mermer üzerine eski Osmanlıca harflerle yazılmış. Kitabedeki yazıda 'üstün' ve 'esre' olmadığı için Arapçadan ayrılarak hemen Osmanlıca olduğu anlaşılıyor.

Lakin, kim yazdıysa kendi el yazısını kullandığı için hiç bir şey anlaşılmıyor. O zamanlar herkesin ayrı bir yazı sitili varmış. Bu yazı sitilleri insanlardaki parmak izleri gibidir. Sizin anlayacağınız kimse kimsenin yazdığını kolay kolay okuyamıyormuş.

Okuduğumuz tek şey; kitabenin altındaki "1317" tarihi. Hicri yılı Miladi takvime çevirdiğimizde "1906" yılı karşımıza çıkıyor. Demek ki Garip Dede denilen bu şahıs 105 sene önce buralarda yaşamış.
Garip Dede'nin yaşamış olduğu tek gözlü binanın görüntüsü.

Sorup soruşturduğumda civardaki evlerden birinde oturan bir kadında türbenin anahtarının olduğunu öğrendim. Kadını buldum türbeyi açtırdım.

Türbenin içerisinde Garip Dede'nin sandukası ile karşılaştım.

3X3 metrelik (9 m2) bir oda içerisinde yaşamış demek ki Garip Dede.

Sandukanın arkasında bir geyik boynuzu bulunuyordu. Görevli kadına bunun ne anlama geldiğini sorduğumda: "Buraya insanların dilek dilemeye geldiklerini, hamile kalmayan bayanların bu boynuzu karınlarına sürdüklerini, ağrısı, acısı, hastalığı olanların dilekte bulunduğunu." belirtti.
Dede'nin odasında dikkatimi çeken bir şey; 12 imamın çerçeveletilmiş resimleri oldu. Burası Alevi mahallesi olduğundan, Alevi vatandaşlarımızın kültür inancını yansıtıyordu.
Garip Dede'nin postuyla kullandığı ocağı görülmektedir. Resme dikkatlice bakıldığında ocakta mumların yakıldığı görülecektir. Dilek tutan insanların yakmış oldukları mumlar.

Anadolu'muzun adetlerinden, Anadolu kültürünü yansıtan tipik görüntüler.
Dede'nin odasından dışarısının görüntüsü.

Garip Dede'nin İstanbul Küçükçekmece'de, Kıbrıs'ta, Merzifon'da da türbeleri olduğunu internetten araştırdığımda öğrendim. Bizim Garip Dede'mizle diğer Garip Dede'lerin arasında hiç bir bağın olmadığını gördüm. Bizim ki ayrı bir Garip Dede'ymiş.

Hikayesini kimseler bilmiyor. Türbe yakınlarında 85 yaşlarında Hacı AKBAL isimli bir amcayı buldum, dedenin geçmişini sorduğumda: "Valla ben buraya 1960 yılında geldim, türbe geldiğim gibi aynen yerinde durmakta, içinde kimin yattığını, kim olduğunu, nereden geldiğini, nereye gittiğini bilen yok. Biz buna Garip Dede deriz, türbeye bakarız, temizleriz ama kim olduğunu bilmeyiz. En eskilerden ben kaldım 50 yıldır buradayım ama geçmişi bilmem." dedi Hacı amca...
Garip Dede'nin türbesinin civarına bir de kamelya yapmış vatandaşlarımız. Biraz bakımsız olmakla birlikte meydandaki boş alanı bu şekilde değerlendirmişler.
Garip Dede'nin hemen altındaki sokakta başka bir zatın "Safar Dede" isimli bir şahsın daha yattığını duyunca onu da görüntüledim. Garip Dede gibi Safar Dede hakkında da kimseler bir şey bilmiyordu.

Safar Dede'nin mezar kitabesi Türkçe'ydi. Aynen şöyle yazmakta: "SAFAR DEDE - ALLAH BAKİ - DÜNYA FANİ"
Bir Anadolu kültürü olan, Alevi kültürü olan "DEDE"ler, her şehirde mevcuttur. Çorum'da bunun gibi daha ne türbeler var, lakin hepsi unutulmuş, hepsi sahipsiz. Ne valilik, ne belediye bu gibi türbeler hakkında bilgiye sahip. Daha doğrusu ne valilik, ne belediye bu gibi yerlerin varlığından haberdar...

Hiç yorum yok: