24 Ekim 2011 Pazartesi

Çam Ağaçları...

Sıkıntılı geçen bir haftadan sonra, Pazar günü günlük güneşlikti. Önümüz kış; güneşli son günleri değerlendirelim diyerek Şrf ile nevalelerimizi hazırlayarak yola koyulduk.
Osmancık yolunun solundan ilerleyerek, Çalyayla Köyünün eteklerinde güzel bir yerde durdum. MHRMH'ın derslerinin yoğun olmasından dolayı gelemedi.

25 kilometrelik bir tırmanıştan sonra Çorum'u ayaklarımız altında gören bir yeri seçtim. Çalyayla Köyüne çok yaklaşmıştık ki burası çok hoşumuza gitti.
Önümüzde Çorum Ovası, arkamızda ise Çam ormanlarının güzelliği anlatılamayacak kadar muhteşemdi...
Piknik yapmak için masalı-sandalyeli bir yer bulurum ümidiyle yola çıktığımdan, masa, sandalye gibi oturaklar almamıştım. Daha doğrusu bütün hafta bir unutkanlık hasıl olduğundan kendi fotoğrafımı bile çekmeyi unutmuşum.

Şrf; ateşi yakmaya başladı.
Muhteşem bir manzara ve ağaç, toprak kokuları arasında günün tadını çıkartmaya karar verdik.
Şrf, ateşle meşgul olurken ben de hemen arabanın arkasında masayı kurdum. Soğan, domates, salatalık, biber gibi malzemeleri doğrayarak tabaklara koydum. Izgara içinde biraz Hamsi balığı almıştık.
Önce bir mıntıka temizliği yaparak, poşet, pet şişe, gazete kağıdı, pet bardak, kırık camlar gibi şeyleri etraftan toplayarak temiz bir zemin hazırladım.
Kokuyu alan bir kaç yaban arısından başka hiç bir yaratık yoktu ormanda...
Orman havasının bol oksijeninde o kadar acıkmışız ki anlatamam...

Hiç yorum yok: