5 Haziran 2011 Pazar

"MEÇHUL ASKER GEÇİDİ"

Meçhul Asker Geçidi; Çorum'un Kaymakçı mevkiindeki Ahmediye Köyü sınırları içerisinde kalmaktadır.
Rakımı 1.215 olan yükselti üzerindeki geçit, önemli yollar içerisindedir.
Çorum-Samsun (Merzifon) devlet karayolu üzerinde 12 nci kilometrede bulunan geçide, yıllar önce, 1931 yılında bir anıt dikilmiş.

Şimdilerde ise bu anıt neden dikilmiş, niye dikilmiş? Valilik de dahil olmak üzere kimseler bilmemektedir. Köyde bir kaç kişiye sorduğumda kimseden açıklayıcı bir bilgi alamadım.

Anıtta adı gibi meçhul olmuştur.

Sonradan öğrendiğime göre Çorumlu gazeteci ve yazarlarımızdan Abdülkadir OZULU Beyefendi bir araştırma yaparak anıtın geçmişini araştırıp Çorum Hakimiyet Gazetesine yazacakmış. Daha inceleme fırsatı bulamadın ama Sayın OZULU'nun yazısını mutlaka bulacağım.
Anıt; Çorum'un en eski anıtı olarak bilinmekte olup, Şehit Jandarma Bünyanlı Osman anısına 1931 yılında Yüzbaşı Nadir tarafından Çorumlu Hüseyin Usta'ya yaptırtılmıştır.
Anıtın en üzerinde bulunan yuvarlak taşta: "ŞEHİT JANDARMA BÜNYANLI OSMAN RUHUNA 1931" yazısı okunmaktadır. Sol tarafında ise: YOLCU BU MEZAR yazmaktadır.
Yola bakan kısımda ise; MİLLET UĞRUNDA CAN VERDİ. Yazmakla, sağ alt köşede yapan ustanın ismi: HÜSEYİN USTA ÇORUM. Yazmaktadır.
Anıtın solunda: VATAN SEVGİSİ. İbaresi okunmaktadır.
Arkasında; VAZİFE NAMUS BORCUDUR. Yazmakla hemen sol altında ise: YÜZBAŞI NADİR. İbaresi mevcuttur.

Sayın OZULU'nun kaybolan bir tarihi araştırıp ortaya çıkartmasından sonra buraya anıtın gerçek hikayesini de yazarak ölümsüzleştirmek istemekteyim.

Kimdi bu Şehit Jandarma Bünyanlı Osman? Adına anıtlar dikilecek kadar ne yapmıştı vatana? Dönemin Bölük Komutanı Yüzbaşı Nadir Beğ bu anıtı böyle bir yere dikme ödevini ne cesaretle üstlenmişti. Bunları bizler, o mübarek insanların torunları olarak bilmemek zorundamıyız? Yoksa şu sıralar Türk'üm, milliyetçiyim, vatan severim demenin bile suç teşkil ettiği bir ortamda bize tarihimizi mi unutturmak istiyorlar?

Çocukluğumda bu yoldan geçerken hep bu anıta dikkatlice bakardım. O zamanlar bundan 35-40 sene önce, anıt daha bir meydanda ve güzel görünürdü gözüme. Bu gibi unutulmaz anıt ve abidelerin daha bakımlı, daha temiz, daha muntazam olmazı gerekirken; gerekli özenin gösterilmediği fotoğraflardan da anlaşılmaktadır. Acaba diyorum; bir gün elime çapayı, orağı alsam girsem bu anıtı temizlemeye kalksam, otlarını yolsam, orman halini almış ağaçlarını kesip budasam, yıkılan taşlarını yerine koysam; "Dur Yolcu, sen ne arıyorsun burada!" derler mi? Veyahutta valiliğe bir dilekçe yazsam ilgilenen olur mu? Asker ve asker menşeli şeylerle ilgilenmek bu sıralar suç oldu diyorum kendi kendime, lanet olsun.

Tüm meçhul askerlerimizin ruhları şâdolsun...

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Arkadaşlar, burada şehit yatan Bünyanlı Osman o zamanki eşkiyalar tarafindan sehit edilmistir.Eskiden Ahmediye köyünün hemen altinda bulunan jandarma karakolunda görev yapmaktaymiş.O zamanlar Corumda`ki hapishaneden isyan cikararak kacmaya calisan ve beşide kardeş olan mahkumlardan ücü kacmayi basarir.Daha sonra ugradiklari Ricvanlar Köyünden silah alirlar ve Kaymakci mevkiine geldiklerinde yol keserler,gasp yaparlar o zamanlar yoldan gecmekte olan bir at arabaci durumu buraya yakin olan jandarma karakoluna bildirir.Jandarmalar bölgeye gelir ve aralarinda catisma cikar Bünyanli Osman ise Eskiyalara yakin bir yerde kendini yolun kenarina sipere atar o eskiyalarin nerede oldugunu tam farketmez ancak eskiyalardan birisi yakinindaki bu askeri vurur.Eskiyalar karanliktanda yararlanarak gece kacarlar.Askerler karakola gelince sayim yaparlar ve bir askerin eksik oldugunu fark ederler.Sabah geldiklerinde ise sehit oldugunu görürler.Daha sonra bölgede bu eskiyalarin kim oldugunu ögrenmek icin arastirma yaparlar ve eskiyalari Yozgat Cicek daginda bulur ve Üc kardes olan eskiyalarin ücünüde öldürürler.Bünyanli Osman ise o günün sartlarinda memleketine götürülmeyerek sehit oldugu yere defnedilir.

ÇAĞATAY dedi ki...

Yorum yapan arkadaşa teşekkür ederiz. Sayenizde kaybolan bir tarih böylece hatırlanmış oldu. Ellerinize sağlık.

ÇAĞATAY dedi ki...

"ADSIZ" olarak yorum yapan arkadaşımızın verdiği bilgilere dayanarak o tarihli Çorum'un Yerel gazetelerini araştırdığımda şöyle bir haber buldum, haberi özetledim.

"Karahaydaroğulları’ndan Kürt Memo, Yozgat’ın Gidiler köyü nüfusuna kayıtlı olup Çorum’un Sungurlu kazasında çadırlarda ikamet edenlerdendi. Arkadaşı Sungurlu’nun Sarısoku köyünden eşkıyalık ile uğraşan Hacı oğlu Çöllo ile bir çete kurmuşlar Ankara, Çorum ve Yozgat civarlarında posta soygunlarına başlamışlardır. Bunun yanı sıra pek çok kanunsuz olaylarda aranmakta iken 1934 yılında yakalanarak 15 seneye mahkum edilip Çorum Cezaevi’ne konulmuşlardır.
20 Mayıs 1934 günü gecesi çoktan beri üzerinde çalışmış oldukları Çorum Cezaevinde kalmış oldukları hücrenin altından dört metrelik bir tünel kazarak temel altından dışarıya lağım almak suretiyle kaçmaya teşebbüs etmişler ve bunlardan Memo ile Çöllo ilk önce tünelden çıkarak karanlıktan yararlanarak nöbetçi jandarmaya ani bir süratle hücum ederek elinden silahını almak isteyerek, ellerinde bulunan çivilerle nöbetçiyi yedi yerinden ağır bir şekilde yaralamışlarsa da silahını almayı başaramamışlardır.
Bu sırada, olaya yetişen nöbetçi jandarma eri Mustafa, havaya attığı silahın sesine karakoldan jandarmalar yetişmiş ve bu iki kişi de karanlık dolaysı ile firara başarılı olmuşlar ise de diğerlerinin kaçmalarına izin verilmemiştir. Ağır yaralı jandarma eri Osman oğlu Ömer hastahaneye kaldırılmış ve kaçanların takibine hemen başlanmıştır.
Yapılan sıkı takip sonucunda 6 Ağustos 1934 günü Karahaydaroğlu Kürt Memo ve Hacı oğlu Kürt Çöllo ve bunlarla birleşen eski eşkıya arkadaşlarından Çiçek dağının Acı köyünden Kozan oğlu Mısto ve Sungurlu’nun Sarısoku köyünden Ali oğlu Kürt Alo’nun Yozgat vilayetine bağlı Salmanlı nahiyesinin Damlacıkkaya ve diğer ismi Kaya köyü yakınlarındaki aşılmaz kayalıklarla çevrili ve içinde bir çok mağaraları bulunan Baykuş dağında saklandıkları haberi alınarak Sungurlu Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı Feyzi Bey’in idaresi altında; Çorum ve Sungurlu bölüklerinden tertip edilen jandarma müfrezesi tarafından sabah saatlerinde dağ çevrilmiş ve bu çevirme hareketine Yozgat Jandarma Alayının o mıntıka karakolunda bulunan iki onbaşı idaresindeki altı kişilik jandarma kuvveti de katılmıştır.
Böylece alınan tertibat üzerine saat 12:00 sularında taramaya başlanılmış, her taraftan jandarma kuvvetlerinin yanaşmakta olduğunu haber alan ve gören çete elemanları ateş açmış ve bütün şiddeti ile çatışma başlamış olduğu sırada, eşkıyanın saklandıkları bir mağaraya yanaşmak isteyen ve taramada öncülük görevini üzerine alan Sungurlu bölüğünden Süvari Onbaşısı Tokatlı Mehmet, eşkıyanın mağaradan attıkları kurşunlar ile şehit olmuştur.
Çorum ve Sungurlu birleşik müfrezesi çatışmaya aynı şiddetle devam etmiş ise de, ortalığın kararması ve Yozgat’tan istenilen yardımcı kuvvetlerin zamanında gelmemesi yüzünden, eşkıyalar ablukanın önce Yozgat müfrezesi tarafından tutulan orman tarafını açık bularak kaçmışlardır. Müfrezeler takibi devam ettirmişlerdir.
Jandarmanın 12 Kasım 1934 günü Karahaydaroğlu Memo çetesinin Yozgat’ın Delihasanlı köyünde saklandıklarını haber alması üzerine adı geçen köye baskın düzenleyen jandarma müfrezesi, çete üyelerinden Ali oğlu Kürt Alo’yu ölü olarak ele geçirmişler fakat diğer çete mensuplarından birisi yaralı olan üç arkadaşı kaçmışlardır.
27 Aralık 1934 günü Karahaydaroğlu çetesinin Amasya’nın Kuyma köyü civarındaki Alan dağında saklandıklarını haber alan güvenlik kuvvetleri, Amasya, Mecitözü ve Zile’den bölgeye bir müfreze göndermişlerdir. Alınan tertibat ile Alan dağı sarılmış, girilen silahlı çatışma sonucunda eşkıya Hacı oğlu Kürt Çöllo ile Çete Reisi Karahaydaroğlu Kürt Memo ölü olarak ele geçirilmişlerdir."