15 Kasım 2011 Salı

Elvan Çelebi Türbesi

Çoktan beri Elvan Çelebi Türbesine gitmek istiyordum ama bir türlü gidememiştim. Dün yolum o tarafa düşünce türbeyi bir güzel görüntüledim. 

Türbeye Çorum'dan gidebilmek için Merzifon-Samsun karayolunu takip etmeniz gerekmektedir. Meçhul Asker Geçidinden sarkınca Sağdan Kuşsaray köyünü geçinde 5 inci kilometreden sağa Mecitözü ilçesine dönmeniz gerekiyor. Buradan da tahminen 3-4 kilometre gittikten sonra Elvançelebi Beldesine geliyorsunuz. Türbeye beldenin içinden de gidiliyor.   
Beldenin içine girmek istemezseniz az ileriden gene sağdan Türbeye girebiliyorsunuz. Tabelanın fotoğrafını çekerken bir otobüsün kareye girmesi enteresan bir görüntü meydana getirdi. 
Türbenin girişi. Kısaca türbeden bahsedersek:

Mecitözü İlçesi Elvançelebi Beldesinde bulunan Elvançelebi Cami ve Türbesi geniş bir bahçe içinde, birbirine bitişik ve kaynaşmış üç unsurdan meydana gelmektedir. Yapı, orta kubbe ve şadırvanı, yan eyvanları ile tipik Türk yapısı özelliklerini göstermektedir. Yapının cami kısmındaki kitabeden 1282, türbe üzerindeki kitabeden ise 1307 tarihleri çıkarılmıştır. Günümüzde cami olarak kullanılmaktadır. 
Burası Türbenin girişi, Elvan Çelebi, oğulları ve isimleri bilinmeyen bir kaç kişi bu girişin içerisinde yatmaktadır. Ortada, kemerlerin ortasında gördüğünüz sütunun bir özelliği var. Gerçi hurafe olmakla birlikte çoğu ziyaretçi bu sütuna kollariyle sarılmaktadır. İki elinin parmakları birbirine değerse günahın yoktur manasına geliyormuş. Parmakların birbirine değmezse vay haline, günahkârsın:) Ben denedim, bırakın parmaklarımın birbirine değmesi, parmaklarımı birbirine kenetledim bile. Sizin anlayacağınız, uzun boy ve kollular kesinlikle günahsız oluyor demek ki. Kısa boy ve kolluların bu sütunu kucaklamaları imkansız olduğundan, bu tip deki vatandaşlarımız doğuştan günahkâr demek ki:)   
Türbenin görüntüleri. 
Arka kısmının görüntüleri. 
Buradan da Türbenin uzaktan görüntüsü. 
Giriş kısmından görüntü. 
Minareyi kameraya sığdıramadım, resmi saat yönünde çevirince haliyle görüntünün orijinalliği de bozuldu. 
Mermer üzerine Elvan Çelebi'nin öz geçmişi yazılmış. Remin üzerine tıkladığında rahatlıkla okuyabilirsiniz.

Buraya bir not daha düşülmesi gerekirse: 

Elvan Çelebi Aşık Paşa’nın oğlu olup, büyük dedesi de Baba İshak’ın hocası Baba İlyas’tır. Baba İshak isyanını bastıran Selçuklu Sultanı II.Gıyaseddin Keyhüsrev, bu arada Baba İlyas’ı da öldürmüştür. Bundan sonra bu aile Mısır’a kaçmış, daha sonra Çorum’a yerleşmiştir. Elvan Çelebi bugünkü köyü, camiyi, yanına da kendi türbesini, hamam ve bir tarafına da dergah yaptırmıştır.
Kemerli kapıdan girişte sağda, kapının arkasında çeşitli mezar taçları bulunmaktadır. Tahminime göre bu mezar taşları bahçede mezarlar kaybolunca içeri alınmış.  
Odanın hemen ortasında Elvan Çelebi Hazretlerinin kabri bulunmaktadır. 
Odanın solunda dört kabir daha bulunmakta olup bunların kime ait olduğunu görevlilerin bulunmayışından dolayı öğrenemedim. 
Gene aynı odanın sağında iki kabir daha bulunmakta olup, kabirlerin üzerlerinde kimlere ait olduğu yazılmamasından dolayı kimlerin yattığı bilinmemektedir. 
Burası da, Kabristanın üç kapısından sütunlu kapının solundaki kapı. Üç basamakla aşarı iniliyor. 
Aşağı inildikten sonra ufak bir odadan sonra gene aşağı iniliyor. 
Buraya indiğinizde karşınıza bir şadırvan çıkıyor. Yerlerdeki takunyalara bakılırsa burada abdes alınıp;
Sağdaki, 
Ve soldaki bu adalarda namaz kılınıyor. 
Odaya girişte tam karşıda girişi büyük ihtimalle arka tarafta olan bir mimmer gibi bir yer mevcut. Hoca buraya çıkıp vaaz veriyor demek ki. 
Burası da Türbenin üçüncü kapısı olup kilitli olduğundan ötürü görüntüleyemedim. 
Türbenin bahçe kısmı. Hava güneşli olmakla beraber ben, 14 Kasım'da burayı ziyaret ettiğimde hava buz kesmekteydi. Yazın buralara gelen ziyaretçiler bu bahçede pikniklerini yapmaktadır.  
Söğüt ağaçlarının diplerinde ve Belde belediyesinin koymuş olduğu ahşap oturma gruplarında ziyaretçiler, getirdikleri nevalelerini buralarda rahatça yemektedirler.   
Üzerlerindeki yazı ve işaretlere bakılırsa, Bizans döneminden kalma kitabe, taş, sütun, oluk ve mermerlere rastlanmaktadır. 
Burada gene üzerinde Bizansça yazılar bulunan bir kitabe. Bizanscayı okuyup Türkçeye çevirecek birileri buraları ziyaret etmediğinden dolayı taşların üzerinde neler yazıldığı, diğer Selçukca, Osmanlıca veya Arapça yazılarda da neler yazıldığı bilinmemektedir. 
Türbenin bahçe girişine konulmuş, Bizans dönemi sütunlardan bazıları...

1 yorum:

gulseyhan dedi ki...

merhaba ben çorum merkezden hitit lerin 12 tanrı resmını örguye donuşturecegım resimlerini ararken sızın blogunuzu gördum ve takıbe aldım bende bloguma beklerım hoşçakalın