1 Mayıs 2011 Pazar

KARAKIZ...

KARAKIZ; benim 5 yıllık arkadaşım. Her Mart ayında köye geldiğimin ikinci günü gelir beni bulur. Köye geldiğimi nasıl anlıyor çok merak ediyorum. Ben onu tanıyalı 5 yıl oldu ama kaç yaşında olduğunu bilmiyorum, köye indiğini hiç görmedim, hep doğada yaşıyor. Geçenlerde çok yaşlı, benim evin önünden damına gidilen Osman amca gelmişti: "Bu kedi ne arıyor burada." dedi. "Bu kedi benim kedim, ben burada olduğum sürece hep benim yanıma gelir." dedim. Bu kışı Osman amcanın damında, keçilerin yanında geçirmiş demek ki.
KARAKIZ; bunca yıldır doğada yaşadığına göre bizim ev kedilerinden daha kuvvetli bir yapıya sahip. Benim evdekiler gibi 3 öğün yemeğini veren olmadığına göre hayatını doğadaki hayvanlarla idame ettiriyor olmalı. Burada, KARAKIZ, göz açıp kapayıncaya kadar kendine bir kertenkele tutmuş yiyordu, elinden almaya çalıştığımızda hayvancağız çoktan ölmüştü.
Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere KARAKIZ hamile... Benimle kaldığı için kendisine çekyatın üzerinde yer hazırladım. Odanın penceresini de hafif açık bırakıyorum, dışarı gitme ihtiyacı duyduğunda kendisi gidip pencereden geri gelip yerine yatıyor. Böylece yağmurdan, soğuktan ve düşmanlarından bir nebzede olsa kurtulmuş oluyor.

5 Nisan günü Muhammet amcayla bahçede otururken KARAKIZ rahatsızlanmaya başladı. Anladım ki yavrulayacaktı. Muhammet abiye; köyde veterinerimiz var mıdır gibisinden: "Muhammet amca veteriner bulabilir miyiz?" dediğimde: "Marmaris'e götürelim" dedi. Ben önce anlamadın ama hem kediyi hem de KARAKIZI düşünürken Muhammet amca: "Yav arkadaş bunun altı üstü kedi değil mi? Evelden doğururken baytar mı doğurtturuyordu? dediğinde espriyle karışık kızdığını anladım.
İçeri girdiğimde ilk yavrusunu doğurmuştu. Kendisi gibi kara bir şeydi.
Sonra sırasıyla, ikinci, üçüncü dünyaya geldi. Kedilerin genelde 3 yavru yaptıklarını bildiğim için; "Eh, yeter üç yavru." dedim kendi kendime.
Sonra bir daha baktığımda yavrular 4 olmuştu. Tekir bekir bir şey daha yavrulamıştı.
Bu diğerlerinden çok farklı bir yavru. Komplesi Tekir tüylü...
Biraz sonra miyavlamalar, bıcırdamalar kesildi. Belli ki Yeni Gelenlerle anne arasındaki bağlar atılmaya başlamıştı...
Tekrar baktığımda; Yeni Gelenler aç sinek larvaları gibi anneye yapışmışlar emiyorlardı... KARAKIZ'ın iyi olduğuna çok sevindim, o benim çok sadık arkadaşım, onun sayesinde rahat rahat uyuyorum. Ama şimdi bu Yeni Gelenler sayesinde daha rahat uyuyacağım. Biraz büyüsünler bahçede akrep, yılan, çıyan hiç bir şey koymuyorlar, ne bulurlarsa yiyorlar. Bu bakımdan çok rahat oturup yatıyoruz evlerde.
1 hafta sonra yağmurlar dinince kendilerine bahçenin arkasında güzel bir ev yaptım. Tahta kutuyu bir de muşamba ile kapladım, içerisine de minderler koydum... Şimdilerde rahat rahat uyuyorlar...

Hiç yorum yok: