21 Eylül 2011 Çarşamba

Çavuşin Kilisesi (Çavuşin Church)

Gezimizin Ürgüp'den sonraki durağı ÇAVUŞİN KİLİSESİ oldu. Sarı tabelalarda devamlı burasını yazıyordu. Dilara bölgeyi bildiği için ona sorduğumda: 'Gidelim, görelim.' dedi. Gerçi kendisi buraları karış karış biliyor ama bize de göstermek istedi. Yani yanımızda Turist rehberimiz var.

Göreme'ye 2 kilometre mesafede olan Kilise'ye geldik. Giriş ücreti 8 lira olduğundan Dilara hariç hiç birimiz içeriye giremedik. Dilara'nın yıllık müze kartı olduğu için o ücretsiz giriyor. 'Bari sen içeri gir fotoğraf falan çek biz bakarız.' dediğimde bana; içeride fotoğraf çekmenin flaşın patlamasından dolayı duvarlardaki ikonalara zarar vereceğini söyleyerek fotoğraf çekmeyi kabul etmedi. Gerçi içeriye fotoğraf makinesi sokulmadığını sonra öğrendim. Dilara'nın söylediğine göre bu gibi yerlere bir anda sınırlı sayıda insan alınması gerekiyormuş. Tur otobüsleri müzeleri önünde durduğu gibi apar topar içeri girilmemesi gerekiyormuş. Belli bir kalabalığın aynı anda içeri girmesi, kalabalığın ısısı, ter ve nefesler bu tip eserlere zarar veriyormuş, bunu da öğrenmiş oldum.
Rehberimiz Dilara'nın söylediklerine göre; Kilisenin duvarları Hristiyanlık tarihinde gelişmiş önemli olayların anlatıldığı sahneler ve önemli kişilerin resimleri ile süslenmiş.
Hristiyan görevlilerin buralara gelmelerindeki amaç; Hristiyanlığı Anadolu'da da yaymakmış. Duvara Hz. İsa'nın mahkum edilmesi, çarmıha gidişi, çarmıha gerilmesi ve ölümü sahneleri resmedilmiş. Hz. İsa'nın Kudüs'e girişi, hayatından kesitler sunduğu resimler varmış.
Mezarlık bölümü varmış, mezarların bulunduğu yere dua etmek için kullanılan özel bölümler yaptırılmış.
Önceleri buralara görevliler ip merdivenlerle çıkarlarmış, şimdilerde turistlerin daha kolay ziyaret edebilmeleri için demir merdivenler yaptırmışlar.
Dağa oyulmuş Kilise içerisinde küçük küçük deliklerin açılmış olduğu, bu deliklerin etrafı gözetlemek ve ışık kaynağı olarak kullanıldığını söyledi.



Bu girişteki plan ise; Kilisenin ziyaret planı.
Biraz geri giderek Kilisenin oturtulduğu taş bloğu görüntülemek istedim ama başaramadım, epeyce geriye gitmem lazımdı, güneşin fazla yakıcı olduğundan dolayı tam bir görüntü alamadım.
Burası Kilisenin önünden geçen devlet karayolu ve dikkat çekmek için konulmuş bir heykel gibi duran şey ise, Kiliseden çıkartılan şarap taslarının büyültülmüş bir maketi. Kilisenin hemen yanında çanak-çömlek atölyesi ve satış mağazası bulunuyor.

Sanatçılar ziyaretçilerin gözlerinin önünde istedikleri çanağı çömleği derhal yaparak satışa sunuyorlar. Neler var, neler. Güveçler, heykeller, tabaklar, testiler, toprakla ilgili aklınıza gelen her şey mevcut.
Bunlar da atölyenin giriş duvarına asılmış el yapımı süs tabakları.
Renkler, desenler o kadar uyumlu ve harika ki resmetmeden edemedim.
Gezimizin bundan sonraki durağı Avanos, Göreme, Uçhisar, Nevşehir şehir merkezi ve Hacıbektaş ilçeleri oldu. Fotoğraflar Dilara'da kaldığı için bir kaç güne kadar onları da yayınlayacağım.

Hiç yorum yok: