1 Aralık 2008 Pazartesi

O Kadar Çok İstiyorum ki Ölmeyi...




O kadar çok istiyorum ki ölmeyi...


Sen;


Umutsuz, gayesiz, amaçsız yaşamanın ne demek olduğunu bilir misin? Ben bilirim, sen bilmezsin. O zaman sus ve dinle!


Böyle değildim önceleri, karanlık düşlerde gezmezdim. Siyah sokaklara düşmezdi yollarım, adımlarım götürmezdi beni uçurumların kenarına. Her şeyim normaldi hatta kalp atışlarım bile seni tanımadan önce, şimdi kalbim mayınlar gibi patlıyor içimde, kulaklarım sağır oluyor kan seslerinden. Parçalarım etrafta geziyor serserice.


Böyle değildi ellerim, bedenim, gözlerim. Renkleri seçerdim senden önce! Kirpiklerimde şimdi el bombaları asılı, pimleri çekilmiş. Akmazdı gözlerimden tuzlu sular.


Ben böyle değildim, şimdilerde çok değiştim, kelebeklerin kanatlarındaki motifleri seçerdim, çam ağaçlarındaki reçinelerin kokularını duyardım...


Şimdi öyle değilim! Doğudan doğardı o zamanlar güneş, şimdi hasret kaldım yıldızların ışıltılarına, güneşin doğuşuna! Her yan zifiri zindan şimdilerde, ay ise hiç çıkmıyor zaten. Meltemler eserdi imbatlarla karışık, böyle fırtınalar kopmazdı beynimde! Yağmurları beklerdim ıslanarak yürümek için, sel tufan olmazdı o zamanlar böyle!


Böyle ütüsüz değildi deniz çarşaf gibiydi senden önce. Dalgalar sahile vururdu sessizce beni alıp götürmezdi dibine. Köpek balıkları yüzmezdi yunusların yerine. Sallanmazdı böyle kayıklar, batmazdı da kayalıklarda, fener yanardı, yakamozlar vardı geceleri şimdiki gibi hırçın dalgalar yoktu!


Ağaçlarda yapraklar vardı, narın kırmızı, limonun sarı-beyaz, sümbüllerin mor, bademlerin beyaz çiçekleri açardı; toprak bu kadar mezar rengi değildi o zamanlar.


Yapraklar kurudu, çiçekler açmıyor, arılar mahzun kaldı bal yapmıyor!


Böyle değildi puslu yamaçlar, bulutlar bu kadar yakın gezmezdi üzerimde, gri de değildi yağmurlar!


Sus; dinle!


Böyle değildim ben, beni dinlerdim, koşmazdım bulutların üzerinde, naralarım yoktu kayalardan akseden, dövüşmezdim öyle herkesle. Kırmazdım, kızmazdım dostlarıma.


Lanet olası bu görüntüler yoktu göz bebeklerimde. Geceleri kalkmazdım uykularımdan, karabasanlar yoktu o zamanlar odalarımda. Rüyalarım rengârenkti. Damarlarımdan ılık kanlar akardı pıhtılaşmamıştı daha o zamanlar!


Sevdiklerim vardı senden önce; annemin keman sesleri gezerdi kuşların nağmelerinde. Böyle yakmıyordu o zamanlar güneş, içim kavrulmuyordu cehennem ateşlerinde!


Heveslerim vardı, gemiler vardı kamaralarında okyanusları geçerken viskimi yudumladığım. Portofino limanına uğrayacaktı gemiler, batmayacaktı tuzlu sulara. Umutlarım tükendi ilk limanda!


Sen; bilemezsin böyle amaçsızca yaşamayı, bir yaşayabilsen benim gibi her gün ölmeyi!


Sen yoksun ya; o kadar çok istiyorum ki ölmeyi!


17 Mart 08 – Datça

Hiç yorum yok: