Bir kaç kere muhtara söylediğim halde: "Sana numara sökmez." diyerek çakmamıştı.
En sonunda muhtarlığa giderek kapı numarasıyla, numara levhasının beton duvara tutturulması için gereken beton çivilerini alarak kendim çakmaya karar verdim.
Her zaman iptidai işlerle iştigal ettiğimiz için ve de olur olmaz maddelerin istatistiklerini tutarak enflasyonu ölçtüğümüz gibi muhtarım da bazı kısıtlamalara giderek, levhanın dört bir yanına birer çividen 4 çivi çakmamız gerekirken bana tasarrufa giderek 2 adet beton çivisi vermişti.
Her zaman iptidai işlerle iştigal ettiğimiz için ve de olur olmaz maddelerin istatistiklerini tutarak enflasyonu ölçtüğümüz gibi muhtarım da bazı kısıtlamalara giderek, levhanın dört bir yanına birer çividen 4 çivi çakmamız gerekirken bana tasarrufa giderek 2 adet beton çivisi vermişti.
Çivinin birincisini muntazaman çaktıktan sonra ikincisinin tam yerine oturması gerekirken son darbeyi sert vurmamdan dolayı beton çivisinin kafası kopuverdi...
Resimde de görüldüğü gibi, ufak da olsa benim için çok önemli olan (ayrıntı ve detaylara çok önem veririm) kapı numarası boynu bükük bir şekilde duvarda sallanmaya başlamıştı.
Ara sıra kapı numarasına gidip baktığımda rüzgarın şiddetine göre kıpırdanmakta olan kapı numarası canımı sıkmaya başlamıştı. Üstüne üstlük yoğun bir karınca trafiği kapı numarasının civarlarında seyretmekteydi. Ben ki; buraların ağasına böyle bir görüntünün yakışmadığına karar verdim.
Erinmeyip muhtara giderek 3 adet daha beton çivisi alıp geldim. Keseri ne kadar dikkatli vursam da kapı numarasın zedelenmesine engel olamadım. Bir çiviye bir levhaya vurdum galiba.
Erinmeyip muhtara giderek 3 adet daha beton çivisi alıp geldim. Keseri ne kadar dikkatli vursam da kapı numarasın zedelenmesine engel olamadım. Bir çiviye bir levhaya vurdum galiba.
Sonradan, levhanın çakılacağı yerin kapının üst pervazı olması gerektiğini düşündüm, ben 'Kapı Numarasını' neden duvara çakmıştım?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder