15 Haziran 2011 günü, 2010-2011 eğitim-öğretim yılı el sanatları sergisinin açılışı yapılacağı belirtilen saatinde İskilip ilçesi Eğitim Merkezinde hazır bulunduk.
Çorum il ve ilçelerinden gelen çeşitli davetlilere ilçe kaymakamı Sayın Mehmet YILMAZ tarafından bir konuşma yapıldı. Davetlilerin genelde iş dünyası insanlarından olması dikkatimizi çekti.
Eğitim Merkezi'nin tüm odaları büyük bir titizlikle el sanatlarının çeşitlerine göre dizayn edilmişti. O kadar çok ve çeşitte el sanatı ürünü sergilenmişti ki anlatmam imkansız. Büyük bir fuarı andıran ufak Eğitim Merkezinin tüm odaları bütün bir yılın emekleri ile dolmuş taşmıştı.
El emeği ve göz nuru isteyen, dünyanın en büyük ustalarıyla yarışacak zarafetteki yapımlar tek tek vitrinlere dizilmişti.
Sedef kakmalı kutular, sandıklar tüm yılın emeğini gözler önüne seriyordu.
El emeği çeşidi o kadar çoktu ki, tasnif edilmekte bile zorlanılmıştı. Yetersiz kalan sergi oda, salon ve mekân boşluğuna rağmen insanüstü bir gayretle alıcı ve beğenicilerin zevkine sunuldu.
Usta öğretici ve eğitimcilerin, talebelerine yansıttıkları ölümsüz becerilerinin profesyonellere taş çıkarttığı mutlaktı.
Ben, anlatmakta zorlanıyorum ama görenlerin gıpta ve ilgisini çeken binlerce el emeği, göz nuru panolardaki yerlerini almıştı.
Her türlü kitlenin beğenisi ve zevklerini çekecek yapımlar ayrı ayrı mekânlarda guruplandırılmıştı.
Değerli öğretici ve öğrencilerinden ne kadar özür dilesem nafile olacağını biliyorum. Hakkınızı yedim hepinizin, sizlerin el emeklerinizi tek tek fotoğraflayamadığım için ne kadar üzgün olduğumu bilirsiniz. Sizler her şeyin farkındasınız. Affedin beni...
Mobilya gurubu öğretici ve öğrencileri, sizlere söylenecek her söz kifayetsiz kalacaktır, söyleyecek söz, yazacak yazı bulamıyorum...
Yaptığınız işler yapacaklarınızın garantisidir. Ne mutlu ki sizler ödevinizi başarıyla tamamlamışsınız. Ne mutlu ki sizlere, usta öğreticilerinizi saymış sevmişsiniz...
Dünya piyasalarıyla yarışacak kalitede emek sarfeden öğrencilerin ellerinden çıkan göz nurları, el emekleri anında alıcı buldular.
Bilmem kaçıncı Lui'yi kıskandıran mobilya öğrencilerinin el yapımları, gönüllerden taştığı gibi atölyelerden de taştı...
Tasarım ve öğretim-öğrenim harikası mobilyalar davetlilerin olduğu kadar imalatçılarında dikkatini çekti.
O kadar ilgi, alaka ve beğeniyle gezmişiz ki sergiyi acıkmışız. İskilip'teki Şahin Usta'nın Lokantası'na gittik. Sağ olsun Şef Garson bizimle epeyce ilgilendi. Biz de kendisini zahmete koymadan tek mönü ile yetineceğimizi, tepsilerle gelmemesi sağlayarak; meşhur İskilip dolmasından söyledik.
İskilip Dolması denen yemeğin ilk defa tadına bakmış olduk. Yapılması gerçekten çok zahmetli olan yemeği bir çırpıda yedik.
Lokantanın duvarındaki yay ve oklar dikkatimi çekti. Yakından baktığımda bizim talebelerin işi olduğunu sanmıştım ama değilmiş. Gerçekten çok eski ve tarihi değeri olan yay ve oklarmış. Sadaktaki (Okların bulunduğu muhafaza) oklardan birini çıkarttığımda ucunun çelikle sivriltilmiş gerçek bir silah olduğunu gördüm.
İskilip'e gidipte GREYDER'e uğramamak olmazdı. Almam gereken ayakkabılar vardı.
GREYDER'in fabrika bayrağını görünce fotoğraflamadan edemedim. Ne yazık ki, 46 numara ayakkabı bulamadım. Bir tane 45 numara buldum o da ayağıma ısmarlama gibi uydu. Diğer 45 numaraları denediysem de olduramadım.
Neyse, bu sene köyde giyeceğim ayakkabımı almış oldum. Hem rahat, hem de bağcıksız. Pratik bir ayakkabı.
2 yorum:
Okulumuzdan yansıttığınız görüntülere, ruhunuzun güzelliğini de kelimelerle somutlaştırıp eklediğiniz için bizi çok mutlu ettiniz.
Bu güzelliğin asıl sahiplerine, usta öğretici, kursiyer ve çıraklarımıza haklarını verdiğiniz için teşekkürler...
Ahmet Faruk İMAL
İskilip Metin Alkan H.E.M. Teknik Müdür Yardımcısı
Değerli Hocam Ahmet Faruk İMAL;
Serginin ve sanatın isimsiz kahramanları; sizlerden bahsedemediğim için çok üzgünüm, sizler zaten Ülkemizin isimsiz kahramanlarısınız...
Yorum Gönder