Büyük Palabıyık Köyü, Samsun yolu üzerinde olup 15 inci kilometreden sağa döndükten sonra 5 kilometre daha ileride.
Burada Cemal abiyi buldum. Cemal abinin evine büyükçe bir kapıdan girildikten sonra bahçeye geçiliyor. Bahçenin üç tarafı müştemilatlar, kaldığı yerler, misafirler için ayrılmış odalar var.
Burası tandır denilen oda. Kiler olarak da kullanılıyor.
Cemal abi avluya bir masa koydu başında biraz oyalandık.
Köyün kapatılmış okulunu gezdim. Köyün Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okulu, 1960 yılında yapılmış. Bina ilk günkü gibi sapasağlam yerinde duruyor. Görenler zannediyor ki bina daha geçen sene yapılmış, 50 yıllık bina görüntüsünü vermiyor. O zamanki ustalar gerçekten "Ustaymışlar"
Köyde önceleri şehre göç olmadığından bu okul köye yetiyormuş. Şimdilerde şehre göçün başlamasıyla öğrenci sayısının belli bir rakamın altına düşmesi nedeniyle Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okul 2 yıl önce kapatılmış. Bahçesini yabani otlar kaplamış.
Çatı hariç, bina her türlü faaliyette kullanılmak üzere çok uygun.
Bu yapıya kim der ki 50 yıllık bina diye...
Köyde fazla oyalanmadan Çam Dede Türbesi'ne geldik.
Ben türbe diyorum ama görünürlerde türbe yok. Burayı özel kılan ise 600-700 yıllık olduğu söylenen çam ağacının görüntüsü.
Ağacın hemen yanında ziyaretçilerin kullanması için muhtarlık tarafından yaptırılmış oturma odası gerçekten çok işe yarıyor.
Çam ağacı, Çorum'un Anıt Ağaç olarak kabul edileceği en görkemli ağacı.
Ağaç o kadar büyük ki, fotoğraf makinesine sığmadı.
Çok çam ağacı görmüştüm ama bunun kadar heybetlisini görmemiştim.
Dalları ne kadar büyüdüyse tamamı yerlere değiyor.
Kulübenin hemen yanında bir de dilek kutusu var. İsteyen burada dileğini tutuyor, çoluk çocuk piknik yapıyor.
Biz erkenden gitmiştik, bir zaman sonra türbe yavaş yavaş dolmaya başları.
Köyde her sene Haziran ayında Madımak Şenlikleri yapılmaktadır. Bundan 9 sene önce denk gelmiş gitmiştim. Kazanlarla madımaklar yapılır, çadırlar kurulur, sanatçılar saz-bağlama yarışmaları, atışmaları yaparlar, görülmeye değer bir olaydır Madımak Şenliği.
Burası tandır denilen oda. Kiler olarak da kullanılıyor.
Cemal abi avluya bir masa koydu başında biraz oyalandık.
Köyün kapatılmış okulunu gezdim. Köyün Birleştirilmiş Sınıflı İlköğretim Okulu, 1960 yılında yapılmış. Bina ilk günkü gibi sapasağlam yerinde duruyor. Görenler zannediyor ki bina daha geçen sene yapılmış, 50 yıllık bina görüntüsünü vermiyor. O zamanki ustalar gerçekten "Ustaymışlar"
Köyde önceleri şehre göç olmadığından bu okul köye yetiyormuş. Şimdilerde şehre göçün başlamasıyla öğrenci sayısının belli bir rakamın altına düşmesi nedeniyle Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okul 2 yıl önce kapatılmış. Bahçesini yabani otlar kaplamış.
Çatı hariç, bina her türlü faaliyette kullanılmak üzere çok uygun.
Bu yapıya kim der ki 50 yıllık bina diye...
Köyde fazla oyalanmadan Çam Dede Türbesi'ne geldik.
Ben türbe diyorum ama görünürlerde türbe yok. Burayı özel kılan ise 600-700 yıllık olduğu söylenen çam ağacının görüntüsü.
Ağacın hemen yanında ziyaretçilerin kullanması için muhtarlık tarafından yaptırılmış oturma odası gerçekten çok işe yarıyor.
Çam ağacı, Çorum'un Anıt Ağaç olarak kabul edileceği en görkemli ağacı.
Ağaç o kadar büyük ki, fotoğraf makinesine sığmadı.
Çok çam ağacı görmüştüm ama bunun kadar heybetlisini görmemiştim.
Dalları ne kadar büyüdüyse tamamı yerlere değiyor.
Kulübenin hemen yanında bir de dilek kutusu var. İsteyen burada dileğini tutuyor, çoluk çocuk piknik yapıyor.
Biz erkenden gitmiştik, bir zaman sonra türbe yavaş yavaş dolmaya başları.
Köyde her sene Haziran ayında Madımak Şenlikleri yapılmaktadır. Bundan 9 sene önce denk gelmiş gitmiştim. Kazanlarla madımaklar yapılır, çadırlar kurulur, sanatçılar saz-bağlama yarışmaları, atışmaları yaparlar, görülmeye değer bir olaydır Madımak Şenliği.
Fotoğrafta madımak toplayan köylüler görünmektedir.
2 yorum:
içeridere bağlarından yukarıya gidilince kandilkaya'ya gelirsin Çorum'dan da görülür,orada da yaşlı bir ağaç ve altında upuzun bir mezar vardır,her mevsim esintili ve geniş bir manzaraya sahip olan bu yerin adını ve mezarda kimin yattığını bilmiyorum,benim zamanımda oraya melekgazi (melik gazi?) de denirdi..oradan ilerde kavacık köyü ve sanırım ondan sonra da palabıyık köyü gelirdi..o günleri hatırladım..eline sağlık...
Hatırladım abi; hemen orasını da araştırayım:)
Yorum Gönder